“`html
QAD – Barış Araştırmaları, tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın yeni bir fotoğrafını paylaştı.
Almanya’nın Köln şehrinde bu yıl Şubat ayında kurulan QAD – Barış Araştırmaları Derneği, “Qad-Barış Meydanı” internet sitesini dün itibarıyla yayına aldı. Edirne Cezaevi’nde yaklaşık dokuz yıldır tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sitede yayımlanan bir makalede görüşlerini dile getirdi. Yazısının yanı sıra Demirtaş’ın yeni bir fotoğrafı da okuyucularla paylaşıldı.
Selahattin Demirtaş, “Haydi Meydana” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Hiç kuşkusuz, savaşın ve yıkıcılığın gölgesinde yaşamış insanların, barışın değerini anlaması son derece farklıdır. Onlar için ‘barış’ kavramı, adının geçmesi bile içsel bir huzursuzluk uyandıran bir duygudur. Norveçli ve Suriyeli, İsveçli ve Afgan, ya da Danimarkalı ve Kürt arasında barış sözü duyulduğunda hislerin sadece merdiven aşağısına inmesi nasıl mümkün olabilir?”
Herkes ihtiyaç duyduğu şeyin peşinde, en çok aradığı şeyin peşinden koşar. Biz de savaşın kahrını çeken her toplum gibi, en çok barışın peşindeyiz. Ancak bu hayal çoğu zaman karabasanlarla, kaygılarla doludur; ne sağlıklı bir sabaha uyanabiliriz ne de huzur içinde bir gece geçirebiliriz. Sosyolojinin önemli figürlerinden İbn-i Haldun’un “coğrafya kaderdir” sözü, bizim topraklarda “coğrafya kederdir” haline gelmiştir.
Yüzyıllardır kederimizi yok edecek barışı arıyoruz. Barış, savaşın daha hızlı başlaması gibi kolay elde edilemiyor. Çünkü bir savaş başladıktan sonra birçok çıkar grubu ve etken olaya dâhil oluyor. Dolayısıyla kontrolünüz dışındaki bir savaşın ardından size ait olmayan bir barışı sağlamak da zorlaşıyor. Tıpkı savaş yönetimi gibi, barış arayışında da sabırlı ve planlı olmak gerekiyor. İki düşünce arasındaki mücadele sadece taleple son bulmuyor.
Biz barış talep ediyor, peşinde koşuyoruz; ancak biliyoruz ki bu yetmiyor. Bu yüzden her alanda barış inşası için çabalamaya devam ediyoruz. QAD – Barış Araştırmaları Derneği, bu çabanın bir sonucu olarak kuruldu. Yurtdışında yaşayan akademisyenler, araştırmacılar ve aktivistler tarafından oluşturulan bu dernek, barış sürecine katkı sağlama amacıyla Köln’de faaliyet gösteriyor. Türkiye’de yeni bir barış sürecinin tam ortasında olan QAD’ın, önemli görevleri olacak. Derneğin gönüllüleri bu sorumluluğun bilincinde olarak çalışmalara başladılar.
En başta bilmemiz gereken şey şu: Silahların devre dışı kalması barışın başlangıcıdır. Bu duruma ‘negatif barış’ denir; fakat ben bunu ‘siyasal barış’ olarak tanımlamak istiyorum. Ardından, bütün çatışma potansiyellerini ortadan kaldıracak olan pozitif barışın tesis edilmesi sürecine geçmeliyiz. Silahlar üzerindeki kontrolümüz yoksa, negatif barış aşamasında karara dahil olamayız; ama bu aşamanın onurlu bir şekilde tamamlanması ve pozitif barışın oluşması için çaba göstermeliyiz. Ama esas sorumluluğumuz, bu aşamadan sonra başlayacak olan süreç ile ilgilidir. Çünkü barışın adil, kalıcı ve sorun çözücü olabilmesi, silahlar bırakıldıktan sonraki dönemde atılacak adımlara bağlıdır. İnsan hakları, demokratik yapılar ve eşitlik üzerine kurulu bir sistemin yaratılmaması halinde, barışın temel dayanağı olan bu ipler kopar.
QAD olarak hedefimiz, barışın tüm evrelerinin arşivini ve teorisini oluşturacak bir tartışma ortamı yaratmaktır. QAD’da ifade edilen her görüş, sadece evrensel ilkeler çerçevesinde kabul görebilir; bunun dışında hiçbir kısıtlama olmadan, özgür ve eleştirel düşünceleri barışa katkıda bulunmak için kullanacağız. Bu koşullar altında mümkün olursa, QAD’ı ülkemize ait bir düşünce kuruluşuna dönüştürme fikrini de değerlendiriyoruz. Ancak tüm inisiyatif, bu özgür tartışma ortamını oluşturmakla yükümlü olan QAD yönetimindedir.
Öncelikle, toplumsal barış için detaylı bir yol haritası çıkarmalıyız. Silahların devre dışı bırakıldığı bir ortamda demokrasinin kendiliğinden tesis edilemeyeceğini çok iyi biliyoruz. Bu nedenle zorlu ve uzun bir mücadele süreci bizi bekliyor. Demokrasiyi önce kendi içimizde bir kültüre dönüştürmek ve sonrasında topluma yaymakla ilgili her türlü çalışmayı cesurca tartışmalıyız. Belki de işe, eleştiriyi kendimizden başlatarak başlamalıyız: Gerçek bir demokrat olmadan, kurumlarımız demokrasiyi çalıştıracak bir merkez haline gelmeden, neyi ve kimleri değiştirebiliriz? Adalet, eşitlik ve özgürlükler temelinin üzerine demokrasiyi inşa etmeden, barışı kalıcı hale nasıl getirebiliriz? Elbette ki, özgür bir biçimde tartışmadan, sorgulamadan ve araştırmadan bu sorulara yanıt bulmak mümkün olmayacaktır.”
“Marmara Denizi’ni kurtarmak için 1 milyar dolar gerekiyor” – Prof. Dr. Bayram Öztürk değerlendirmelerini paylaşıyor |
Bugünün öne çıkan haberleri… TIKLAYIN – İmamoğlu: Heybedeki turpun büyüğü bilirkişi Satılmış Büyükcanayakın! TIKLAYIN – İmamoğlu’na basın toplantısının hemen ardından hızlı bir soruşturma süreci başlatıldı! TIKLAYIN – Yeni seçim anketinde çarpıcı detaylar: AKP ve CHP’nin oy oranları değişkenlik gösterdi; Erdoğan’ın adaylığı için anayasa değişikliği hakkında MHP’lilerin açıklamaları dikkat çekti TIKLAYIN – 12 yıl sonra Gezi soruşturması açılan: Gözaltındaki menajer Ayşe Barım, adliyeye çıkarılıyor TIKLAYIN – Kadıköy bit pazarında bıçaklı dehşet: İtalyan Şefin 14 yaşındaki oğlu ağır yaralandı TIKLAYIN – CHP’li vekil iddiaları doğruladı: Muharrem İnce “baba ocağına” geri dönüyor
|
“`
More Stories
Muhalefetin amiral gemisini batırma operasyonu
Trump Mısır ve Ürdün’ü aşağıladı
Fransa’nın Türkiye kararı Yunanistan’ı ayaklandırdı